Öncelikle sizi tanımak isteriz. Avukat Fatma Şeyma Yılmaz Doğan kimdir?
2016 yılında Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldum. Ardından yasal stajımı tamamlayarak İstanbul’da SAV Hukuk & Arabuluculuk ofisini kurdum. O zamandan beri bireysel ve kurumsal müvekkillerimize hizmet veriyoruz.
Avukat olmaya nasıl karar verdiniz?
HUKUK SADECE KARİYER DEĞİL BİR DURUŞ MESELESİ
Aslında avukatlık mesleğine yönelmemdeki temel etken, insan haklarına ve adalet kavramına duyduğum ilgiydi. Kendimi bildim bileli hakların korunması benim için önemli oldu. İnsanların sesini duyurabilmesine, haklarını koruyabilmesine katkı sağlamak ve toplumsal adalete somut bir değer katmak isteği, bu mesleğe yönelmemde en güçlü motivasyon oldu diyebilirim. Hukuk, benim için sadece bir kariyer değil; bir duruş, bir yolculuk ve sorumluluk demek.
Avukat olmanızın yanında arabulucu ve uzlaştırmacısınız. Sizi bu alanlara yönlendiren nedir?
Arabuluculuk ve uzlaştırma, hukukun sadece yargılama değil, çözüm üretme yönünü de temsil ediyor. Tarafların kendi iradeleriyle anlaşmaya varabildiği bu süreçler, adaletin toplumsal barışla bütünleşmesini sağlıyor. Bu nedenle, hukukta yapıcı ve sürdürülebilir çözümler üretmek amacıyla bu alanlara da yöneldim.
Aile hukukunu ilgilendiren davalara zorunlu arabuluculuk getirilmesi gündemde. Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu tarz bir düzenleme gelirse aile hukukuna nasıl bir etkisi olur?
Bu konuda hukukçular arasında farklı görüşler olsa da, aile hukukunda yer alan bazı uyuşmazlıklar için dava açılmadan önce zorunlu arabuluculuk uygulamasının doğru sınırlar içinde kaldığı sürece hem taraflar hem de yargı sistemi açısından faydalı olabileceğini düşünüyorum. Özellikle mal paylaşımı, tazminat, nafaka gibi bazı çekişmeli ancak müzakere edilebilir konularda süreci hızlandırarak tarafların daha az yıpranmasını sağlayabilir.
Bununla birlikte, kapsamın hassas şekilde belirlenmesi gerekir. Şiddet, baskı, tehdit veya belirgin güç dengesizliği bulunan aile içi uyuşmazlıklarda ve kamu düzenini doğrudan etkilen uyuşmazlıklarda zorunlu arabuluculuk kesinlikle uygun değildir. Bu tür durumlarda sürecin doğrudan mahkemede ilerlemesi ve koruma tedbirlerinin hızlıca uygulanması gerekir. Genel olarak, doğru çerçevede düzenlendiği takdirde zorunlu arabuluculuğun hem yargının iş yükünü azaltacağı hem de taraflara daha kısa sürede çözüm imkânı sağlayacağı kanaatindeyim.
Mesleğinizin zorlayıcı yönleri nelerdir ?
Avukatlık, insan hayatına ve haklarına doğrudan dokunduğumuz bir meslek. Dolayısıyla yüksek sorumluluk ve yoğun disiplin gerektiriyor. Zorlukları, yoğun iş temposu ve karmaşık hukuki süreçler oluştursa da, adaleti savunmak ve insanların haklarını korumak, mesleğin en değerli ve anlamlı tarafı.
Avukatlık mesleğinde stres yönetimini nasıl sağlıyorsunuz?
ZİHNİMİ DİNLENDİRMEYİ UNUTMUYORUM
Dosyaları planlı şekilde takip etmek, takvim düzenini korumak ve iş–özel hayat dengesini mümkün olduğunca gözetmek stres yönetimini ciddi anlamda kolaylaştırıyor. Ayrıca mesleğin yoğunluğunda zihinsel molalar vermeye özen gösteriyorum. Yoga, tenis ve koşu gibi aktiviteler hem zihinsel hem fiziksel olarak beni dengeleyen en önemli desteklerim arasında yer alıyor.
Medyada oldukça ön plandasınız. Avukat olmak isteyen gençlere ne önerirsiniz?
FİKİRLERİNİN ARKASINDA DURSUNLAR
Avukatlık mesleğini seçmek isteyen gençlere şunu belirtmek isterim: Hukuk, yalnızca kanunları bilmek değil, hakları savunmak ve adaleti tesis etmekle ilgilidir. Bu mesleğe adım atarken, karşılaşılacak zorlukların farkında olmaları gerekir. Bilgiye sürekli yatırım yapsınlar, kendilerini güncel gelişmelerden haberdar etsinler ve hukukun farklı alanlarında deneyim kazanmayı hedeflesinler. Ayrıca cesaret, meslekte ilerlemek için en önemli araçlardan biridir; fikirlerini savunmaktan ve gerektiğinde seslerini duyurmaktan çekinmesinler.
HÜLYA DUYAR: Bİ UMUT'U HERKES İZLEMELİ
Gazeteci-yazar Cihat Dündar’ın hazırlayıp sunduğu “Sektörü Bizdenbil” programı, bu hafta sinema ve dizi dünyasının sevilen isimlerinden Hülya Duyar’ı ağırladı. Samimi ve etkileyici açıklamalarıyla dikkat çeken deneyimli oyuncu, hem yeni projelerini hem de oyunculuk mesleğine dair düşüncelerini izleyicilerle paylaştı.
Programın en dikkat çeken bölümü, gerçek bir hayat hikâyesinden esinlenerek çekilen ve Gülsüm Kabadayı’nın fedakârlığını konu alan “Bi Umut” filmi oldu. Hülya Duyar, filmde işlenen hikâyenin derinliğini ve toplumdaki iyilik, dayanışma ve fedakârlık kavramlarına nasıl ışık tuttuğunu anlattı. Projeye dahil olmanın kendisi için büyük bir gurur olduğunu belirten Duyar, “Bu film, bir insanın başka bir insana nasıl omuz olabileceğini anlatan çok güçlü bir hikâye. Böyle bir projede yer almak benim için ayrı bir sorumluluk ve mutluluk,” dedi.
Sohbetin en dikkat çeken anlarından biri ise, Dündar’ın sorduğu “Oyunculuk kutsal bir meslek midir?” sorusuna verilen yanıt oldu. Hülya Duyar, mesleklere dair bakış açısını şu sözlerle dile getirdi:
İNSANI MUTLU EDEBİLDİĞİNİZ HER MESLEK KUTSALDIR
“Bir garsonun elinden sıcak bir çay içtiğimde mutlu olabiliyorsam, bir insan beni ekranda gördüğünde tebessüm edebiliyorsa o iş kutsaldır. İnsanı mutlu edebildiğiniz her iş kutsaldır.”
Bu içten yaklaşım, hem stüdyo ortamında hem de ekran başındaki izleyicilerde büyük beğeni topladı Program, Hülya Duyar’ın sıcak, samimi ve içten anlatımıyla hareketli bir sohbet atmosferine dönüştü. Dündar’ın yönlendirmeleriyle zenginleşen söyleşi, hem sinema hem televizyon dünyasına dair önemli detaylar sunarken, oyuncunun kariyerine ve hayata bakışına da ayna tuttu.
Bİ UMUT’U BURSA SEYİRCİSİ İLE İZLEDİ
Cihat Dündar’ın konuğu olan Hülya Duyar, Bursa havasını aldıktan ve röportaj çekimi yaptıktan sonra Bi Umut filmini izlemek için sinemaya gidildi. Bi Umut filmini izlemek için sinemaya akın eden Bursa seyircisi filmi başrol oyuncusu ile birlikte izledi. Filmin sonunda ayakta alkışlanan Duyar, hayranlarının fotoğraf çekilme isteğini de geri çevirmedi.
SONER SARIKABADAYI'DAN UNUTULMAZ BURSA KONSERİ
Ünlü sanatçı Soner Sarıkabadayı, Bursa’da sevenleriyle buluşarak unutulmaz bir konser performansına imza attı. Sevilen şarkılarını seslendiren Sarıkabadayı, ayrıca söz ve müziği kendisine ait olup farklı sanatçılar tarafından yorumlanan eserleri de repertuarına dahil etti.
Konser boyunca zaman zaman dinleyicileriyle sohbet eden Sarıkabadayı, samimi tavırlarıyla büyük beğeni topladı. Yoğun istek üzerine ünlü sanatçı, "Mevzu Derin” adlı parçasını arka arkaya iki kez seslendirerek konser alanındaki coşkuyu doruğa çıkardı.
